Özet: Birinci acil doğru çizildi, ikincisi yanlışın fiyongu oldu.
‘Daha önce söylemiştim’
Kule
Barok
Mimarisiz olmuyor. Etkilerini farketmeden sunuyor, düşünceleri, beklentileri belirliyor. Geniş, sistematik yapılarda çalışanlar kararlarını daha doğru alıyor. Tüm bu sayılanlar acil servisler için de geçerli. Kararında beton yerinde ağırdır.
Sevgi
İkizlerimiz havuçlu kekleri ile erkek arkadaşlarını görmek için yola çıkıyor. Güzellikleri etkiliyor. Erkek arkadaşları kırılmış femurları ve kalpleri ile acilde bekliyor. Kavuşmalarını mimari belirleyecek.
Otopark: Havuçlu kek arabada yerini buluyor ama araba yer bulamıyor. Neden mi, otoparkı olmayan acil olur mu demeyin. Birinci kızımız arabasını yeraltı otoparkına park ederken ikinci kızımız çarşı, apartman kenarlarında kendine yer arıyor.
Ambulans ve hasta girişi: Ambulans ile hasta, kapı için yarışırsa ne olur. Ben size söyleyeyim ne olur. Ayaktan hastalar ambulansın hasta indirmesini, taşımasını, giriş yapmasını, hasta sunmasını, sedye toplamasını bekler. Birinci kızımız ambulans hasta girişi ayrı olan acile çoktan girdi. Diğeri mi, diğeri arabanın farını kırarak yeni park etti.
Yoğun bakım ve ameliyathane başka başka yerlerde: Kampüs gibi hastane, ne güzel. Bahar şenliği bile düzenlenir. Yoğun bakım fakültesi kuzeyde, ameliyathane yerleşkesi güneyde. Şimdi söyleyin bana ameliyat sonrası hastalar hangi toprak alanda. İkinci kızımız kekinin bir kısmını çim zeminde derlenen hastalara veriyor.
Sedye: Doktor başına 10 sedye veya 1.5x(24 saatte acile başvuran hasta sayısı x her hasta için acil serviste kalış süresi/24). Birinci abla bol sedyeli geniş alanlı acil içinde duygu-termal kamerasıyla sevdiğine yaklaşıyor, keki hiç azalmadı.
Psikiyatrik muayene odası: İkinci acilde hoplayan, sıçrayan, kendi ekseni etrafında dönen hastalar var. Elinde enjektörler ile doktorlar, hemşireler, sağlık memurları hastaları kovalıyor. Neden mi, psikiyatrik muayene odası hiç olmadı ki.
Oda numaraları: Oda numarası mı, o da neymiş. Kapı kapıdır kapının adı olmaz. Bir numara kızımız çoktan erkek arkadaşının yerini öğrendi, numarası ile birlikte. Eklemem gerekirse perdeler bile var, hasta sedyelerini birbirinden ayıran, utanma duygusunu soğuran.
Doktor çalışma birimi: Birim dediğin böyle olur, yerleşkenin tam ortasında. Uçan sinekten haberdar, cinsiyetinden bile. Monitörlere hakim, doktorunun gözü hastaların üstünde. Kontrollü ve uyumlu işleyen acil sakin denizde giden gemi gibi. İkinci kızımız kaos denizi içinde yürüdüğünden biraz önce karanlık koridora girdi, belki de hiç dönemeyecek.
Travma odası: Bu oda ilk acilin hemen girişinde. Seken vatandaşlar koridorlarda mağdur olmadan tedavi birimlerinde. İkinci acil öyle mi, tekerlekli sandalyeler nilüfer çiçekleri gibi acilin ortasında, travma odası kuyunun dibinde. İkinci kızımız bir miktar daha kek kaybeder, hastaların karnını doyuruverir.
İzole oda: Her şey saydam ikinci acilde, izole olaylar yasak. Toplum bulaşan hastalıkları ile barışık. Tüberküloz giriş mi yaptı acile, ne olacak canım amannn bizim mahallenin hastalığı nasıl olsa. Öksürük seslerinden kulak kulağı anlamıyor, ikinci kızımız sevdiğinin yerini duyamıyor.
Görüşme alanı: Hasta yakınları birinci acilde içeri alınmıyor ama kızımızda şeytan tüyü var, girdi acile. Hasta hakkındaki bilgiler görüşme odası aracılığı ile hasta yakınlarına tek tek bildiriliyor. İkinci acil mi, dostlarım bunu yazmak istemiyorum, Gulf Stream akıntısının buharı hiç kalır.
Bir doktor bir bilgisayar: var demek isterdim ama olmuyor. Grafiler tek bilgisayardan bakılıyor, doktorlar kuyruk oluyor. Su satmak isteyen çocuklar beliriyor, kazanç kapısı oluşuyor. İkinci kızımız da kuyruğa katıldı.
Resüsitasyon odası ve tavan: Sizin evde avize var, birinci acilde X-ray. İşte bu yüzden yıldız savaşlarındaki R2-D2’lar kapalı resüsitasyona gelip gidip grafi çekmiyor, acil insanları rahat hareket ediyor.
Rönesans
Yer, kişi, zaman sorgusu ilk öğretilen oldu, yer en başa kondu. Ülkelerin tarihini coğrafyaları belirler, neden acillerin kaderini mimarisi belirlemesin.
Kiriş
C. James Holliman, Emergency medicine design, Acil servis tasarlanması: Püf noktalar.
Dr Çağdaş Can, Merkezefendi Devlet Hastanesi, Acil Tıp, Manisa
Editör: Dr Aydın Sarıhan, Manisa Devlet Hastanesi, Acil Tıp, Manisa
Bu yazı Prof. Dr. Gürkan Ersoy hocamızın katkıları ile hazırlandı, kendisine teşekkür ederiz